Hafızlık Nedir, Nasıl Hafız Olunur?
Hafızlık denince insanların aklına sadece Kur’an ezberleyen bir birey gelir. Halbuki hafızlık bundan daha fazlasıdır.
Hafızlık denince insanların aklına sadece Kur’an ezberleyen bir birey gelir. Halbuki hafızlık bundan daha fazlasıdır. Çoğu insan hafızlığı kolay zanneder ama ne kadar zorluğu olduğunu bilemez. Aslında bu normal hayat şartlarında da öyle değil midir? Herkesin işi başkasına kolay gelir ama içerisinde olmadığı için zorluğunu anlayamaz. Peki hafızlığın ne olduğunu biliyor muyuz? Yada hafızlığın ne kadar stresli olduğunu? Hafızlığın stresini ve zorluğunu ancak hafızlık sürecinden geçenler bilir.
Peki Hafızlık nedir biliyor musunuz?
Hafızlık Gözyaşıdır. Gözyaşı dökmeden hafız olunmaz. Rahlede, Kur'an-ı Kerim’in de ve çalıştığı yerde hafızın gözyaşı vardır. Hafız olmak demek gözyaşını bile silmeye vakit bulamadan Kur'an'a sımsıkı sarılıp ezberlemek, okumak demektir. Ezberlenmeyen sayfada, ezberlediği halde zayıf olan sayfada, unutulan sayfalarda, ders yetiştirme telaşında, hocanın öğrenciye bakışlarında, hafızın sorumluluğunda gözyaşı vardır. Kısacası “Gözyaşı Dökmeden Hafız Olmak mı Vardır?
Hafızlık Fedakârlıktır. Fedakârlık olmaz ise sevgi de olmaz. Hafızlık aşk işidir. Aşk ile Kur’an’a sarılmaktır. Bir sevda hikayesidir hafızlık. Bazen arkadaşları oynarken bunu elinin tersi ile itip dersine yoğunlaşmaktır hafızlık. Gerektiği zaman uykusundan, oyunundan, dinlenmekten fedakârlık etmektir hafızlık. Bazen kaçırılan sohbetler, aile ile birlikte olmaktan, gidilemeyen davetler hatta kimi zaman yenilemeyen yemeklerdir hafızlık. Yani MAHRUM OLMAK DEĞİL FEDAKARLIK ETMEKTİR HAFIZLIK.
Hafızlık bir başkadır. Çok büyük bir nimettir aslında hafızlık. Öyle bir nimettir ki hafızlık ömür boyu peşinden seni takip eder. Hafızlık yolculuğunda ne yaparsanız sizde kocaman bir anı bırakmıştır. Rahle başında uyuyakaldığın, ders vermeyince ceza yediğin, gecelere kadar çalışıp da yapamadığın dersin, arkadaşların ile geçirdiğin güzel-kötü anılardır hafızlık. Kur’an Kursunun yanından geçerken arı kovanı gibi duyulan vızıltının sahibidir hafızlık.
Bir gün Kur’an Kursu'na doğru yolunuz düştüğü zaman rahle başında uyuyan bir yavrucak görürseniz şaşırmayın çünkü o vermesi gereken dersini yetiştirmek için gece geç yatmıştır. Kursta bir gece misafir oldunuz ve gece su içmeye kalktığınızda bir odada ders çalışan hafız gördüğünüzde ona da şaşırmayın çünkü muhtemelen yarınki dersi için ders yapma telaşındadır. Bir köşede suratı düşmüş birini mi gördünüz yine şaşırmayın çünkü büyük ihtimalle dersi zayıf olduğu için dersten kalkmıştır. Rahle başında gözlerinden akan yaş ile Kur’an-ı Kerim’i ıslanmış ağlayan bir talebe görünce de şaşırmayın çünkü o gecelere kadar çalışıp emek verdiği dersi verememiştir. İzinli olduğu zamanlarda herkes dışarıda oynarken evinde ders çalışan bir talebe görünce şaşırmayın. İşte hafızlığın fedakârlığını gösteriyordur.
Sürekli yemek yemeyi seven, topluca arkadaşları ile oturup abur cubur yemeyi seven ve bundan zevk alan birini mi gördünüz işte o zorlandığı sayfaların ve hafızlığın stresini atıyordur. Erken yaşta saçları dökülen bir hafız görürsen de şunu bil ki o hafızlığı boyunca çok stres yapmıştır. Kısacası Hafızlık gözyaşıdır, fedakârlıktır, strestir, anıdır. İşte bu zorluklardan dolayı Hafız olmak her kula nasip olmaz ve bu zorluklara göğüs geren her hafızada hafız ölmek nasip olmaz.