21. Yüzyılın İnsanlık Ayıbı: Filistin

Filistin’de açlıkla boğuşan çocuklara karşı sosyal medyada kınamayla yetinenleri eleştiren, vicdan ve eylem çağrısı yapan sert bir yazı.

21. Yüzyılın İnsanlık Ayıbı: Filistin
21. Yüzyılın İnsanlık Ayıbı: Filistin

Bu yazının başlığını görünce ‘aman!’ diyerek okumadan geçeceksin çünkü o kadar umarsız oldun, yapıldın ki…

21. yüzyılda dünyanın gözleri önünde aç, susuz, yaşam hakkı verilmeyen binlerce insan Filistin’in Gazze şehrinde hayatta kalma mücadelesi veriyor. Toprak yiyerek, deniz suyu içerek hayatta kalmaya çalışan insanların videolarını sosyal medyada paylaşmaktan başka hiçbir şey yapmayan hassas kalpli, düşünceli insan; videoyu paylaşıp içini ferahlattıktan sonra telefonu şezlonga bırakıp denize koşar adımlarla gidiyor.

Gazze’de su bulamayan, açlıktan ölen çocuklar için sosyal medyada kınama mesajı paylaşan hassas kalpli, düşünceli insan; telefonunu bir kenara koyup ‘üf! Hava da ne sıcak yok mu buzlu içecek bir şeyler’ diye buzdolabına bakınıyor.

He bir de siyasiler var tabi! Aman ha! haklarında bir şeyler yazıp çizeriz, devlet memuruyuz sonra bizi atarlar, mobbing yaparlar, soruşturma açarlar falan aman haklarında konuşmayalım…

Onlar da çok hassas davranıyor Filistin konusunda… Hepsi ayrı ayrı kınama mesajı paylaşıyor sosyal medya hesaplarında. Kurumlar web sitesinde paylaşıyor, bak o daha etkili! Haber kanalları açlıktan ölen çocukları boy boy haber yapıyor, kınama mesajlarını yayınlıyor. Mükemmel bir tepki dağı oluşuyor böylece…

Biz Bir Kınarız Var Ya!

Biz var ya süper kınarız. Bir kınarız yer yerinden oynar. Biz bir kınadık mı o Siyonist Terör Örgütü İsrail belini doğrultamaz. Hele bir de boykota başladık mı üf! Kimse duramaz karşımızda.

Bir gece ansızın geliriz bak sonra. Geleceğiz gelmesine de Nasreddin Hoca’nın Fil Fıkrasına benziyor hikâye… Fıkra o ya, Timur baksınlar diye fillerinden bir tanesini Nasreddin Hoca’nın köyüne gönderiyor. Fil yedikçe yiyor, köylüyü perişan ediyor. Bunun üzerine köylü geliyor hocaya; “Bu fili iade etmek için kalkıp Timur’a gidelim…” diyor. Tabi Timur’un ne yapacağı da belli olmaz “Ne geldiniz!” diyerek kesiverir bunların başını ama Nasreddin Hoca köylüyü kırmıyor ve “Düşün peşime…” diyerek Timur’un otağına doğru yola çıkıyor. Nasreddin Hoca, tam otağın önüne geliyor arkasına bir bakıyor ki köylü kaçmış. Timur, Nasreddin Hoca’ya “Ne o filleri mi iade edeceksiniz yoksa?” diyerek hiddetlenince Hoca, “Yok Sultanım ne iadesi bir tane daha isteyecektik, bu filin eşini de verin bize eşsiz yalnız kalıyor hayvancığız…” diyor.

Artık dünyanın da İslam ülkelerinin de bölgedeki aşiretlerin de kınamaktan fazlasını yapma vakti geldi de geçti bile. Öyle ateşkes yapmakmış, esir takasıymış bunlar oyundan ibaret. Tel Aviv’de yaşayan bir insan ile Gazze’de yaşayan bir insanın yaşam koşulları eşitlenmedikçe huzur ve güven ortamı tesis edilemez. Demem o ki, ya Gazze’de yaşayan insanın da huzuru olacak ya Tel Aviv’de yaşayan da toprak yiyecek duruma gelecek. Bunun ortası, diplomasisi, antlaşması falan yok! Ekonomik krizlermiş, dünya dengesiymiş, dünya savaşı çıkmasıymış… Bu korkuların hepsi kafirce korkular. Allah’ın adaletinden değil Siyonist’in adaletinden medet ummaktır. Net!

“Demedi Deme İbrahim…”

Kurtlar Vadisi dizisindeki replikte dediği gibi; “Demedi deme İbrahim…” Bu Filistinli aç, susuz çocuklar bir gün büyür; “Çocukken bana sahip çıkmayan Müslümanlar, beni aç bırakanlar, bomboş kınama mesajları verenler; kafirdir!” der, dünyanın başına bela olur. Hem de İsrail’den bile büyük bir bela olur. Terörist mi dersin, direnişçi mi dersin, militan mı dersin o zaman adını ne koyarsan koy. Ama gün gelir olur… Sahip çıkmazsan, sahip olamazsın! “Demedi deme İbrahim…”

Yazı Kaynağı: https://engindinc.com/21-yuzyilin-insanlik-ayibi-filistin/