Tarihin En Ünlü Seri Katili: Kanlı Kontes Kimdir?

Elizabeth Báthory, Macaristan'ın en köklü soylu ailelerinden birine mensup bir kadındı. 1560 yılında dünyaya gelen Báthory, çocukluğundan itibaren zenginlik ve refah içinde büyüdü. Ancak, gençlik yıllarında içine düştüğü bir ruhsal çöküntü, onu tarihin en ünlü seri katillerinden biri haline getirecektir.

Elizabeth Báthory, 7 Ağustos 1560 tarihinde Macaristan'ın Ecsed Şatosu'nda dünyaya geldi. Annesi Anna Báthory, Macaristan'ın en güçlü ailelerinden birinin üyesiydi. Babası György Báthory ise Erdel Voyvodasıydı. Elizabeth, bu köklü ailenin en büyük çocuğuydu.

Elizabeth, çocukluğundan itibaren iyi bir eğitim aldı. Latince, Almanca ve Yunanca dillerini öğrendi. Ayrıca, müzik ve dans gibi sanat dallarında da yetişti. Elizabeth, güzelliği ve zekası ile çevresi tarafından sevilen bir genç kızdı.

Elizabeth, 15 yaşındayken, dönemin en başarılı komutanlarından biri olan Ferenc Nádasdy ile evlendi. Nádasdy, Osmanlı İmparatorluğu ile yapılan savaşlarda büyük başarılar elde etmişti. Elizabeth, Nádasdy ile birlikte Ecsed Şatosu'nda yaşamaya başladı.

Elizabeth ve Nádasdy'nin evliliği mutlu bir evlilik değildi. Nádasdy, sürekli savaşlarda olduğu için Elizabeth'ten uzakta kalıyordu. Elizabeth, bu süre zarfında sık sık yalnızlık ve özlem duyguları yaşıyordu.

Elizabeth, 20'li yaşlarındayken, içine düştüğü ruhsal çöküntü nedeniyle şiddet eğilimleri göstermeye başladı. Köleleri ve hizmetçileri üzerinde işkence yapmaya başladı. Elizabeth, kurbanlarına çeşitli işkence yöntemleri uyguluyordu. Bu yöntemler arasında, kırbaçlama, bıçaklama, yakma ve hatta kan banyosu yapmak gibi vahşi yöntemler yer alıyordu.

Elizabeth'in işkence ve katliamları, çevrede hızla yayıldı. Ancak, Elizabeth'in soylu bir aileden gelmesi ve kocasının güçlü bir komutan olması nedeniyle, ona karşı hiçbir şey yapılamıyordu.

Elizabeth'in işkence ve katliamları, 1604 yılında kocasının ölümünden sonra daha da arttı. Elizabeth, artık tamamen kontrolden çıkmıştı.

Elizabeth'in işkence ve katliamları, 1610 yılında, bir hizmetçinin kaçarak şikâyetçi olmasıyla ortaya çıktı. Hükümet, Elizabeth hakkında soruşturma başlattı.

Soruşturma sonucunda, Elizabeth'in 300'den fazla kadını işkence ederek öldürdüğü tespit edildi. Elizabeth, bu suçlardan dolayı tutuklandı ve Cachtice Şatosu'nda hapsedildi.

Kanlı Kontes, 21 Ağustos 1614 tarihinde, Csejthe Kalesi'nde kendi odasında ölü olarak bulundu. Odaya giren hizmetçiler, cesedi güneş ışığında gördüklerinde çok şaşırdılar. Çünkü ceset, oldukça çirkin ve korkunç bir hal almıştı. Kontesin yüzü, cildi ve saçları çürümüş, vücudunda yaralar ve morluklar vardı.

Kontesin ölüm nedeni, o dönemde frengi olarak kabul edildi. Ancak bazı tarihçiler, Kontes'in ölümünün, işkence altındaki kızlardan bulaşan bir hastalıktan kaynaklandığını düşünüyor.

Kanlı Kontes'in ölümünden sonra, cesedi Csejthe Kalesi'nin kilisesine gömüldü. Ancak 1616 yılında, Kontes'in ruhunun huzur bulmadığına dair söylentiler yayılmaya başladı. Bunun üzerine Kontes'in cesedi çıkarılarak yakıldı ve külleri nehre atıldı.

Kanlı Kontes'in ölümünün ardından, kalesi ve mülkleri Habsburg Hanedanı tarafından ele geçirildi. Kale, daha sonra bir hapishaneye dönüştürüldü.

Kanlı Kontes, tarihteki en acımasız ve korkunç seri katillerden biri olarak kabul edilir. Onun hikayesi, günümüzde de hala anlatılmaya devam etmektedir.

Kanlı Kontes'in ölümünün ardından, hakkında birçok efsane ve hikaye yayıldı. Bu hikayelerde, Kontes'in ruhunun hala Csejthe Kalesi'nde dolaştığı ve insanlara musallat olduğu söylenir.

Bazı insanlar, Kontes'in ölümünün bir kaza veya intihar olduğunu da iddia eder. Ancak bu iddialar, o dönemde yapılan soruşturmalar ve elde edilen kanıtlar tarafından desteklenmez.

Kanlı Kontes'in ölümünün gizemi, günümüzde hala çözülememiştir.

Elizabeth Báthory, tarihteki en ünlü seri katillerden biri olarak kabul edilmektedir. Elizabeth'in hikayesi, birçok kitap, film ve belgesele konu olmuştur.

Elizabeth Báthory, kurbanlarına çeşitli işkence yöntemleri uyguluyordu. Bu yöntemler arasında, kırbaçlama, bıçaklama, yakma ve hatta kan banyosu yapmak gibi vahşi yöntemler yer alıyordu.

Elizabeth'in uyguladığı işkence yöntemleri arasında en yaygın olanları şunlardır:

• Kırbaçlama: Elizabeth, kurbanlarını kırbaçlamaktan o kadar zevk alıyordu ki, bazen kurbanları kan revan içinde kalıyorlardı.
• Bıçaklama: Elizabeth, kurbanlarını bıçaklayarak acı çektirmekten de hoşlanıyordu. Bazen kurbanlarının gözlerini, kulaklarını veya burunlarını kesiyordu.
• Yakma: Elizabeth, kurbanlarını ateşe atarak da öldürüyordu. Bazen kurbanlarını canlı canlı yakıyordu.
• Kan banyosu: Elizabeth, bakire kızların kanının gençleştirici olduğuna inanıyordu. Bu nedenle, kurbanlarının kanıyla banyo yapıyordu.

Elizabeth'in uyguladığı işkence yöntemleri, o kadar vahşiydi ki, günümüzde bile inanması zordur. Elizabeth'in bu yöntemleri uyguladığına dair birçok tanıklık vardır.