Türklerin Peygamberi Var Mıydı?

Mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Keyf Suresinde Zülkarneyn isminden bahsedilmektedir. Ayetlerde açık açık peygamber olduğu belirtilmese de İslam âlimlerince ayetler bu şekilde yorumlanmış ve Zülkarneyn’in bir peygamber olduğu kabul edilmiştir.

Türklerin Peygamberi Var Mıydı?
Zülkarneyn
Türklerin Peygamberi Var Mıydı?
Türklerin Peygamberi Var Mıydı?
Türklerin Peygamberi Var Mıydı?
Türklerin Peygamberi Var Mıydı?
Türklerin Peygamberi Var Mıydı?

Zülkarneyn ve Doğu'nun Sırları: İslam Öncesi Türk Peygamberi

Konumuza soruyla başlamak istiyorum.  H.z. Muhammed’den (s.a.v.) önce Türklerin bir peygamberi var mıydı?

Mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Keyf Suresinde Zülkarneyn isminden bahsedilmektedir. Ayetlerde açık açık peygamber olduğu belirtilmese de İslam âlimlerince ayetler bu şekilde yorumlanmış ve Zülkarneyn’in bir peygamber olduğu kabul edilmiştir.

Zülkarneyn Hakkındaki Ayetler

  • (Ey Muhammed!) Bir de sana Zülkarneyn hakkında soru soruyorlar. De ki: “Size ondan bir anı okuyacağım.”
  • Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda (amacına ulaşabileceği) bir yol verdik.
  • O da (Batı’ya gitmek istedi ve) bir yol tuttu.
  • Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. “Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın” dedik.
  • Zülkarneyn, “Her kim zulmederse, biz onu cezalandıracağız. Sonra o Rabbine döndürülür. O da kendisini görülmedik bir azaba uğratır” dedi.
  • “Her kim de iman eder ve salih amel işlerse, ona mükâfat olarak daha güzeli var. (Üstelik) ona emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz."
  • Sonra yine (doğuya doğru) bir yol tuttu.
  • Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu.
  • İşte böyle. Şüphesiz biz onun yanındakileri ilmimizle kuşatmışızdır.
  • Sonra yine bir yol tuttu.
  • İki dağ arasına ulaşınca, bunların önünde, neredeyse hiçbir sözü anlamayan bir halk buldu.
  • Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Ye’cüc ve Me’cüc (adlı kavimler) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadırlar. Onlarla bizim aramıza bir engel yapman karşılığında sana bir vergi verelim mi?”
  • Zülkarneyn, “Rabbimin bana verdiği (imkân ve kudret, sizin vereceğiniz vergiden) daha hayırlıdır. Şimdi siz bana gücünüzle yardım edin de, sizinle onların arasına sağlam bir engel yapayım” dedi.
  • “Bana (yeterince) demir madeni(13) getirin” dedi. İki yamacın arasındaki boşluğu (dağlarla) bir hizaya getirince, “körükleyin!” dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, “Bana erimiş bakır getirin, bunun üzerine boşaltayım” dedi.
  • Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.
  • Zülkarneyn, “Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin vaadi (kıyametin kopma vakti) gelince onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi gerçektir” dedi.

Zülkarneyn'in Türkler İle Bağlantısı

Orhun Kitabelerinde yazılı olan bazı kıssalar, Kur’an-ı Kerim’in Keyf Suresi’ndeki Zülkarneyn’in yaptıklarıyla aynıdır. Bu sebepten dolayı Zülkarneyn’in Türklerin peygamberi olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda ayetlerde Zülkarneyn’in önce en batıya sonra da en doğuya gittikten sonra orta bir noktada bir kavim ile diğer insanlar arasında set yaptığı anlatılıyor olması doğuda Türklerle karşılaşmış olabileceği görüşünü de doğurmaktadır. Fakat Ye’cüc ve Me’cüc için bir set inşa ediyor olması ve büyükçe bir setten bahsedilmesi bazı kesimlerce Çin Seddi olarak yorumlansa da bir bağlantı bulunamamıştır.

Zülkarneyn'in Şemali ve Başka Benzerlikler

Zulkarneyn

Zülkarneyn hakkında çizilen gravürlerde koç başlı bir adam şeklinde tasvir edilmiş ve gönderildiği kavimdeki bozgunculuğu yok etmek için bir set inşa ediyor olduğudur. Bilindiği üzere helak edilen kavimlerden bir tanesi de Pompeii’dir. Pompeii gün yüzüne çıkarıldığından bu yana oradaki heykellerin ve duvar çizimlerinde de böyle bir koç başlı adam bulunmaktadır. Belki de Zülkarneyn Pompeii kavmine gönderilmiş bir peygamberdi fakat o kavim helak olmaktan kurtulamadı. Pompeii’nin helak olmasının nedeni ise kendilerine gönderilen Peygamber Zülkarneyn ile ahlaksız alay etmeleri ve aşırı şehvet düşkünlükleri olabilir.

Pompeii Halkının Özellikleri ve Zülkarneyn

Pompeii

Pompeii zamanın en büyük, görkemli ve zengin şehirlerinden bir tanesiydi. Orada yaşayan insanların inançla ilgisi yoktu. Zamanlarının çoğunu altınlar, mücevherler ve seks ile geçirirlerdi. Erkek-erkeğe, kadın-kadına, çocuklarla, hayvanlarla ilişkiye girerler hatta bu ilişkileri gizli yerlerde değil, sokaklarda yaparlar, heykeller yapar, duvarlara böyle resimler çizerlerdi. Allah’ın (c.c.) affının büyüklüğü düşünüldüğünde bu kavmi helak etmeden evvel onlara Zülkarneyn’i peygamber olarak göndermiş olduğu söylenebilir. Bu söylemlerin tamamı benim iddialarımdan ve parçaları birleştirip fikir yürütmemden ibarettir. Kur’an-ı Kerim’de anlatılan bu kıssadaki mekânlar ve dönemi de araştırdığımızda şöyle sonuçlarla da karşılaşıyoruz. Pompeii yaklaşık 1700 yıl boyunca kayıp kalmış ve 1748 de gün yüzüne çıkartılmış bir şehirdir. İslam dininin ve İslam Peygamberi Resulullah Efendimiz’in (s.a.v.) dünyaya teşrifinden öncedir. Bu durum da son peygamber gönderilmeden önce başka peygamberlerin gelmiş olabileceği görüşünü olumlu desteklemektedir.

Keyf Suresi 85.ve 86. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır: “O da (Batı’ya gitmek istedi ve) bir yol tuttu. Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. “Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın” dedik.”

Görüyoruz ki Zülkarneyn en batıya doğru ilerlemiş ve orada kâfir bir kavimle karşılaşmış, onların ceza görmesi için duacı olmuş onları doğru yola sevk etmek için çaba göstermemiş ya da Allah’tan (c.c.) böyle bir emir almamış. Onun ettiği lanet sonrası o kavim helak edilmiş de olabilir.

Keyf Suresi 89. 90. 91. Ayetlerde şöyle buyrulmuştur: “Sonra yine (doğuya doğru) bir yol tuttu. Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu. İşte böyle. Şüphesiz biz onun yanındakileri ilmimizle kuşatmışızdır.”

Burada da görüyoruz ki Zülkarneyn o kötü kavmi görünce yüzünü doğuya çevirip daha düzgün insanların arasında gitmeye başlıyor. Gittiği yerde karşılaştıkları insanlarda inançlı insanlar ve Allah’ın (c.c.) rahmetiyle de ilim sahibi oluyorlar. Bu doğudaki insanların Göktürkler olduğu düşünülebilir. Çünkü Orhun Yazıtlarında da bu kıssanın olması Zülkarneyn’in doğuya gittikten sonra Tonyukuk ve Kültigin gibi Türk kağanlarıyla dost olup yaşadıklarını onlara anlatmış olabileceğidir.

Keyf Suresi 92. Ve 93. Ayetlerde şöyle buyrulmuştur: “Sonra yine bir yol tuttu.  İki dağ arasına ulaşınca, bunların önünde, neredeyse hiçbir sözü anlamayan bir halk buldu.”

Daha sonra doğudan da farklı bir yöne doğru ilerlemeye başladı ve dağların olduğu bir yere ulaştı. Bu dağların Pompeii’yi yok eden Vezüv Yanardağı olduğunu düşünmekteyim. Adı geçen son ayetlerde ise büyük bir demirden set yaptığı anlatılmaktadır. Bunun ise maddi değil manevi bir manası olduğu görüşündeyim. Bu seddin Kur’an-ı Kerim’e tam bir sadakatla bağlı insanlarla, sapık insanların arasında bir sınır olacağı ve kâfirlerin ne yaparlarsa yapsınlar Müslümanlara zarar veremeyeceği görüşündeyim.